Mehmet Acet
Bir İngiliz akademisyen, “Perceptions are reality/Realities are perception/Algılar gerçektir/Gerçekler algıdır” demiş.
Algıların, olguların önüne geçtiği bir zamanda yaşıyoruz.
Son 10 gündür yapılan seçim tartışmaları da bu sözü doğruladı.
İşin gerçeği, 31 Mart’ta bir mahalli seçim değil de, bir genel seçim yapmış olsaydık, 24 Haziran’da yapılan bir önceki seçimlerden farklı bir sonuç çıkmamış olacaktı.
Ama son 10 gündür yürüyen tartışmalara baktığınızda, tuhaf bir şekilde Ak Parti’nin baraj altında kalmış bir parti muamelesi gördüğüne tanık oluyoruz.
Ben yine de biraz algılarınızın ayarlarıyla oynayıp, işin gerçeğini söyleyeyim;
Aslında 1 Nisan sabahını da, 15 Temmuz sonrası oluşan ‘İttifaklar döneminin’ ortaya çıkardığı yüzde 50 bandına çok yakın sonuçlarla karşıladık.
Bir tarafta Ak Parti/MHP, öbür tarafta CHP/İyi Parti/HDP.
16 Nisan’da yapılan referandumun sonuçlarını 24 Haziran’a vurun, 24 Haziran’ı alıp 31 Mart’ın karşısına koyun, değişen bir şey olmadığını görürsünüz.
Şöyle de anlatabiliriz:
Referandum ve sonrasında yapılan seçimlerde partiler arasında dikkate değer, üzerinde durmayı fazlasıyla hak eden bir ‘Oy geçişkenliği’ oluşmadı.
Yani seçmen kendisine yakın durduğu partiye sadakatini koruyor.
Çıkan sonuçları, yüzde 2/2,5 civarında farklılık gösteren katılım oranlarını, ‘Küskünlük’ başlığı altında toplayarak analiz etmek, belki de ‘Partideğiştirenlerin oranı’ başlığı üzerinden yürütmekten daha sağlıklı da olabilir.
BU DİRENCİ KIRAN AVANTAJLI HALE GELİR
Buraya kadar böyle ama bu yazdıklarımız seçim sonuçları üzerinden çıkarılacak dersler bahsi üzerinden ilerlemeye bir mani teşkil etmiyor.
Takribi 4 yıl 2 ay sonra yapılacağı öngörülen bir sonraki seçime kadar seçmen davranışını etkilemeye dönük olarak köprünün altından daha çok sular akıp gidecek.
Bu anlamda ‘Oy alma kapasitesini’ genişletenler, ittifakların seçmen bazında direncini kırabildiği kadar kırabilenler, avantajlı hale gelecek.
31 Mart’a giden yolda CHP yönetimi, toplam oylar anlamında etkisini belirgin bir şekilde göstermese de, bundan sonrasını yakından izlemeyi gerekli kılan iki önemli hamle yaptı.
1- Sonuçlarına herkesin odaklanacağı yerlerde, kendi geleneğinden gelmeyen, toplumun ortalama değerleriyle kavgalı görüntüsü vermeyen adaylar çıkardı. Bu yönelimin köprüyü geçene kadar geçerliliği olan bir ‘İllüzyon mu’, yoksa sahiciliği olan bir makas değişikliği anlamına mı geldiğini, önümüzdeki aylar, yıllar içerisinde görülecek tutumlar test edecek.
2- Kampanya dönemini olabildiğince ‘Kampanyasız’ şekilde yürütmek, siyasi gerilimden uzak durmak.
Bu ikisi yeni bir duruma tekabül ediyor ama siyasi analiz bakımından Ak Parti’nin ana omurgasını oluşturduğu ittifakın direncini kırma anlamında sahiciliğini ciddi anlamda sorgulamaya devam etmeme rağmen ileriye dönük ‘pırıltılar’ içerdiğini belirtmeliyim.
AK PARTİ BU HAMLEYE NASIL CEVAP VEREBİLİR?
İttifak direncini kırmanın yolunun ‘Oy almakapasitesini’ artırmaktan geçtiğini göz önünde bulundurursak, iktidarın 31 Mart’tan dersler çıkarmaya tam da bu noktadan başlayabileceğini düşünebiliriz.
Seçmen geçişkenliğinin daha kolay olduğu Ak Parti MHP ortaklığına karşı, daha fazla benzemezlerin bir arada olduğu karşı ittifakı bir arada tutabilen faktörler neler olabilir?
Ya da şöyle sorabiliriz:
İyi Parti’ye, CHP’ye gönül verdiği halde, HDP’nin gizli ortak olmasını öncelikli sorun olarak düşünmeyenlerin motivasyonu hangi başlıklardan oluşuyor?
Burada oluşan direnci kırmak için neler yapılabilir?
En kestirme haliyle kendi yanıtımı vereyim:
Ekonomide sıkıntıları azaltan, demokraside, hukukta yeni adımlar atan bir iktidar profili ortaya çıkarılabilirse, karşı tarafta bulunan birbirine daha az benzeyenlerin oluşturduğu ittifakın seçmen düzeyindeki direnci kırılabilir.
Bu anlamda 24 Haziran seçimleri öncesi Mayıs başında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı manifestonun içeriği başlı başına bir referans olarak görülebilir.
O manifestodan 3 tane başlık alıp buraya taşıyarak noktayı koyalım:
“Dün olduğu gibi bugün de demokrasiden, özgürlükten, hakların serbestçe kullanılmasından yanayız. Yarın da öyle olacağız.”
“AK Parti yürüyüşüne başladığımız günlerde 3-Y olarak adlandırdığımız yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele etmek, en önemli hedeflerimiz arasında olmaya devam edecektir.”
“Biz milletin egemen olduğu tam bağımsız, tam demokratik ve müreffeh Türkiye istiyoruz.”
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020